Yaz Etkinlikleri kapsamında gösteri yapmak için Muğla’nın Fethiye ilçesine gelen sanatçı Cem Özer, yemek yediği bir restoranda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mesegün organizasyon sahibi Mehmet Selim Günday ve Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi Müdürü Muammer Şahin ile yemek yiyen Özer, Fethiye'ye duyduğu hayranlığı anlattı. Fethiye'nin diğer tatil beldelerinden farklı olduğunu ifade eden Özer, burada tatil yapıp İstanbul'a gittiğinde dinlenmiş olarak çalışmaya başladığını anlattı.
Yolda tartıcılık yapan bir çocuğu çeviren ve kendisine para veren Özer, önümüzdeki dönem çalışmaları hakkında bilgi verdi. Eylülde yeni bir komedi oyununu sahneye koyacağını anlatan Özer, 20 yıllık hayali olan ‘Darağacında 3 fidan’ filmine yönetmenlik yapacağını kaydetti. Önümüzdeki yıl vizyona girmesini planladıkları film için yapımcı arayışı içinde olduklarını da ifade eden Cem Özer, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bekarlıktan memnun olduğunu söyleyen Özer, Nurgül Yeşilçay'la birlikte olan oğlunu da çok şanslı gördüğünü söyledi. Cem Özer'in gündeminde Şike olayları ve yemin krizi de vardı..
ŞU DÖNEMDE FENER DİYEN YANIYOR
Şike iddialarıyla ilgili “Fener göz altılarının aynı zamana denk gelmesi tesadüf oldu. Bir yanda deniz feneri, bir yanda Fener bahçe bir yanda el feneri. Bu dönemde Fener diyen yanıyor.” diyerek esprili bir şekilde değerlendirdi. Olayın yargıya intikal ettiğini ve ceza alana kadar herkesin suçsuz olduğuna vurgu yapan Cem Özer’in gündeminde mecliste yaşanan yemin krizi de vardı.
“MECLİSTEKİ KRİZİN TEK SORUMLUSU SİYASİLER, HALK DIŞARIDA MUTLU”
Sorunun kaynağı olarak politikacıları gösteren ünlü sanatçı, sokaktaki huzurun biran evvel meclise taşınmasını istedi. Özer, “Politikacıların işi budur. Bazen kilitleyecekler ki sonra kilitleri açabilsinler. Yoksa kendilerini bir işe yaramaz hissedebilir insan. Demirel’in politikası da buydu. Her şey çok güzel giderken problem çıkarırdı ki kendisi daha sonra çözdü olsun. Aslında ortada bir sorun yok. Sokakta vatandaş gayet keyifli. Herkes birbiriyle can ciğer. Yani sokaktaki huzur ve güven ortamının biran önce parlamentoya yansıması gerekir. Sokakta barış var. Vatandaş bunu çoktan tesis etti. Sokakta huzur var, konsensüs var. Tesettürlü bir arkadaşımla mini etekli bir arkadaşım kol kola sokakta yürüyebiliyor. Budur güzellik. O ona karışmıyor oda ona karışmıyor. Kimse kimseye karışmasın. “ dedi.